Olay yönetimi, otomasyon, noc başarısı, noc süreçleri, noc nedir, noc ekipleri, ağ operasyon merkezi, network operation center, 7/24 izleme, orkestrasyon, it monitoring, Solarwinds, zabbix, instana, değişiklik yönetimi

NOC Süreçleri Daha Önce Hiç Olmadığı Gibi!

Olay Yönetimi için Otomasyon Stratejileri!

NOC süreçleri, teknolojik dönüşüm, otomasyon, yapay zekâ veya gelişmiş gözlemleme araçlarının etkisiyle çok daha verimli, hızlı ve etkili hâle geldi. Otomasyon ve orkestrasyon, Ağ Operasyon Merkezi’nin (NOC) iş süreçlerini daha verimli hale getirir ve özellikle kritik öneme sahip çağrılar da dahil olmak üzere birçok manuel işlemi otomatikleştirerek proaktif yönetim ve hızlı müdahale imkanı sunuyor.

NOC ekosisteminde dikkat ve kontrol her zaman çok önemlidir. Yasal gereklilikler, uyumluluk kuralları ve şirketin kullandığı teknolojilerin kapsamı gibi pek çok unsur sürekli olarak takip edilmelidir.

Olay yönetiminde ve bu sürecin her aşamasında NOC merkezi bir rol oynar, bu nedenle işletmenin de bu sürece sürekli olarak dahil olması gerekir. Bu yüzden NOC ekipleri her zaman yüksek bir baskı ve sorumluluk altında çalışır.

Entegre, Otomatik Yanıt: Ortamınıza İdeal Uyum

Otomatik olay müdahalesi; otomatik olay tespiti, bildirimi ve çözümü gibi verimliliklerin kilidini açar.

Olaylara müdahalenin kritik birçok temas noktası içeren karmaşık bir süreç olduğunu biliyoruz. En yaygın zorluklar arasında güvenilir yetenek eksikliği ve (hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde) prosedür ve süreçlerin karmaşık olması yer alıyor; bu da otomatikleştirilmesinin zor olduğu konusunda yanlış bir algı yaratabiliyor.

Ancak olaylara müdahalede otomasyonun faydaları, NOC ekiplerinin karşılaştığı zorluklardan çok daha ağır basıyor:

  • Otomasyon, olayları manuel işlemlerden çok daha hızlı yönetir; bu sayede sorunlar daha çabuk çözülür ve ortalama çözüm süresi (MTTR) kısalır.
  • Otomasyon aynı zamanda görevleri ve süreçleri tutarlı bir şekilde yerine getirirken, ayrı çalışma saatlerindeki ekiper, farklı şekilde işlerini yönetebilirler.
  • Manuel izleme, alarmların gözden kaçmasına sebep olabilir, otomasyon destekli 7/24 uçtan uca izleme herhangi bir alarmın gözden kaçmasına imkan tanımaz. 
  • Otomasyon, olaylara ve müşteri beklentilerine göre anında ölçeklenebilir.

Yeni ve Geliştirilmiş (Otomatikleştirilmiş) Olay Yönetimi

NOC ekipleri için sorunlar ortaya çıktığında, ister ilk kez olsun ister daha önce birçok kez karşılaşılmış olsun, sürecin hangi aşamasında sorun yaşandığını ve nasıl çözülebileceğini belirlemek gerekir. ODYA Automated NOC’un ilk adımı, bu sorunları tespit etmektir. 7/24 izlediğimiz BT ekosisteminden elde ettiğimiz verilerle karşılaşılan problemleri analiz etmek ve bunları “bilinen sorun-bilinen çözüm” matrisine eklemek en doğru yöntemdir. Bu sayede olay yönetimi otomatikleşir ve çözümün yeterliliği ölçülebilir.

Otomasyona başlarken, alarm sayısına ve ciddiyetine dikkat etmek önemlidir. Basit bir sürecin örneğin bir cihazda oturum açma işleminin otomatikleştirilmesi, insanlardan daha hızlı ve hatasız işlem yapılmasını sağlar. Zamanla, otomasyon döngüsüne daha fazla süreç eklenerek sürekli geliştirme sağlanır.

İşletmeler, yatırımlarının geri dönüşünü (ROI) genellikle kendilerine ya da BT ekiplerine sağladığı faydaya göre ölçer. Ancak, otomasyonun gerçek olaylara müdahaleyi ne kadar iyileştirdiği de değerlendirilmelidir. Bu sayede, NOC ekibine sağlanan değer üzerinden yatırımın devam ettirilip ettirilmeyeceğine karar verilebilir.

Yanlış Pozitifler ve Bitmeyen Gürültü

Yanlış pozitif alarmlar, NOC ekiplerinde tükenmişliğe yol açan en kritik sorunlardan biridir. Sürekli devam eden gereksiz uyarılar, NOC ekiplerinin alarm ekranlarında ne zaman ve nasıl müdahale edeceğini doğru şekilde belirlemesini zorlaştırır. Bu durum, ekiplerin stres seviyesini artırırken hızlı ve etkili tepki verme yeteneklerini olumsuz etkiler.

Örneğin, aynı anda 40 alarm geldiğinde aralarında kritik bir alarmın kaçırılması, zamanında müdahale edilemediği için bilinmeyen bir hizmet kesintisine yol açabilir. Müşteriler çağrı merkezlerini aramaya başladığında ve NOC ekipleri alarm yoğunluğunda zorlandığında, durum daha karmaşık bir hâl alır.

Bu tür aşırı alarm çağrılarından kaçınmak için olay müdahalesinde otomasyon dikkatli ve doğru şekilde uygulanmalıdır. Sadece alarm tetiklendi diye otomatik çağrı açılması, sorunun çözüleceği anlamına gelmez; alarmın şiddeti ve önceliği doğru değerlendirilmelidir.

Örneğin, bir NOC mühendisi alarmı birkaç dakika sonra fark edebilir ancak alarmın saatte 25 kez tetiklendiğini ve kısa süreli kesintiler yaşandığını tespit ederse, bu durum saatte 25 çağrı açılması anlamına gelir ki bu sürdürülebilir bir senaryo değildir. Çağrı sayısını kontrol altında tutmak ve alarm yorgunluğunu önlemek için çağrı kısıtlamaları ve filtreleme mekanizmaları zorunludur.

İşletmeler, otomasyonun sadece mevcut sorunu çözmesini beklemek yerine süreci bütünsel olarak ele almalıdır. Bu yaklaşım, yanlış pozitif alarm türlerinin tanımlanmasını ve cihaz kullanılabilirliği ile alarm geçmişinin doğrulanmasını içeren sağlık kontrolleri ve doğrulama süreçlerinin geliştirilmesini gerektirir. Böylece gereksiz gürültü azaltılarak daha sağlıklı ve verimli bir NOC operasyonu sağlanabilir.

ODYA Automated NOC, NOC ekiplerinin yükünü artırmadan, otomasyon desteğiyle alarm yoğunluğunu ve alarm körlüğünü azaltacak ve iş akış süreçlerini optimize edecek çözümler sunar.

Orkestrasyonun Değeri Düşük mü?

Otomasyon ve orkestrasyon, özellikle BT operasyonları ve NOC (Ağ Operasyon Merkezi) gibi ortamlarda sıkça kullanılan iki kavramdır. Birbiriyle ilişkili olsalar da farklı işlevleri vardır.

Otomasyon, tekil bir görevin ya da adımın insan müdahalesine ihtiyaç duyulmadan yazılımlar veya sistemler aracılığıyla gerçekleştirilmesidir.

Örnek:
Bir sunucu arızalandığında otomatik olarak bir ticket açılması, ilgili uzmana e-posta gönderilmesi.

Kısaca:

“Bir işi bir insan yerine yazılımın yapmasıdır.”

Orkestrasyon, birden fazla otomasyon adımının mantıklı bir sıra ve iş akışı içinde koordine edilmesidir. Sistemler arasında uyum, senkronizasyon ve karar akışı sağlar.

Örnek:
Sunucu arızasında:

  1. Alarm tetiklenir,
  2. Ticket otomatik açılır,

  3. E-posta gönderilir,

  4. İlgili konfigürasyon yedekten geri yüklenir,

  5. Hâlâ çözülmezse olay bir üst seviyeye eskale edilir.

Kısaca:

“Birden fazla otomasyon adımının senkronize şekilde yönetilmesidir.”

Otomasyon, belirli bir görevin insan müdahesi olmadan sistem tarafından gerçekleştirilmesidir; örneğin, bir alarm oluştuğunda otomatik olarak ticket açılması ya da ilgili uzmana bildirim gönderilmesi. Orkestrasyon ise birden fazla otomasyon adımını senkronize ve anlamlı bir süreç hâline getirerek tüm iş akışını uçtan uca yönetmeyi sağlar; yani yalnızca ticket açmakla kalmaz, ardından müdahale, eskalasyon, çözüm ve kapanış gibi adımları da bütünsel bir düzende ilerletir. NOC süreçlerinde otomasyon ve orkestrasyon birlikte kullanıldığında, olay yönetimi çok daha hızlı, tutarlı ve hatasız gerçekleşir; bu da hem operasyonel verimliliği artırır hem de insan kaynağını daha stratejik görevler için serbest bırakır.

Kendi Kendini İyileştiren Sistemler!

Kendi kendini iyileştirme (self-healing) kavramı, tek bir düzeyde değil, çok katmanlı bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Özellikle önceden tanımlanmış ve belgelenmiş iş akışları üzerinden yürüyen sistemlerde, bilinen sonuçlara alışkanlıkla yaklaşmak bazı kritik iyileştirme fırsatlarının gözden kaçmasına yol açabilir. Günümüzde büyük dil modelleri (LLM) ve yapay zeka teknolojilerinin gelişimi, bu kör noktaları aşmak ve sistemleri daha esnek, öğrenen ve adapte olabilen yapılar hâline getirmek için yeni kapılar aralıyor.

Bu gelişmelerin bir sonucu olan Intent-Based Networking (IBN – Amaca Dayalı Ağ Yönetimi), ağ altyapısının durumsal farkındalığını artırarak organizasyon politikalarına dayalı olarak otonom kararlar alınmasını sağlar. Bu yaklaşım, kendi kendini iyileştirme yeteneklerinin somut bir örneğidir: sistem, durumu gözlemler, duruma uygun aksiyonu kendi başına belirler ve uygulamaya koyar.

NOC iş akışlarında bu tür bir otomasyon; örneğin, bir kart arızası ya da geçişi (failover) gibi olaylarda çok değerli hale gelir. Sistem, olay tetiklendiğinde durumu otomatik olarak teşhis eder, olası donanım arızasını tespit eder ve gerekirse ilgili kartı otomatik olarak devre dışı bırakır. Ardından, saha operasyonları için destek bildirimi oluşturur, alarm ve dağıtım durumlarını izler ve alarm temizlendiğinde olayı kapatarak süreci tamamlar. Tüm bu döngü, insan müdahalesi olmadan gerçekleşebilir.

Bu senaryonun temel kazancı, kesintilerin proaktif olarak önlenmesi, çağrı trafiğinin azaltılması ve operasyonel verimliliğin artırılmasıdır. Aynı zamanda, sistemin kendini izleyip düzeltmesi, manuel müdahaleye bağlı gecikmeleri ortadan kaldırarak MTTR’yi düşürür. Süreçteki şeffaflık sayesinde, organizasyonlar otomasyonlarını karşılaştırabilir, iyileştirme fırsatlarını tespit edebilir ve olgunluk düzeylerini kendi kendini iyileştirme perspektifiyle değerlendirebilir.

Sonuç olarak, self-healing sistemler, yalnızca operasyonel verimlilik sağlamaz; aynı zamanda risk ve uyumluluk ekipleri için sürdürülebilirlik, standartlara uygunluk ve operasyonel güvenlik açısından da önemli avantajlar sunar.

Yarının Olaylarının Etkilerini En Aza İndirmek İçin Bugün Proaktif Olun!

Eğer hâlâ olaylara yalnızca tepki veriyorsanız, NOC yönetiminde ciddi bir yanılgı içerisindesiniz demektir. “Zaman yokluğu” kulağa geçerli bir mazeret gibi gelebilir; ancak BT operasyonlarında bu gerekçenin, süreçlerin proaktifleşmesini engellemesine izin verilmemelidir. NOC, 7/24 çalışan kritik bir fonksiyondur ve maruz kaldığı operasyonel baskı da aynı sürekliliğe sahiptir. Gerçek şu ki, NOC ekiplerinin proaktif olmak yerine reaktif kalmalarını açıklayacak kadar bile zamanları yoktur.

Yaptığımız pek çok görüşmede, alarm ve olay yönetiminin karmaşıklığı nedeniyle, yeni bir ekip üyesini eğitmeye bile vakit bulunamadığı sıklıkla ifade ediliyor. Peki ya bu bilgiyi taşıyan tek kişi işten ayrılırsa? Kurumun operasyonel belleğiyle birlikte ciddi bir risk de ortada kalır.

Bu nedenle, işletmelerin BT altyapılarını yöneten yaklaşımlarını bir üst seviyeye çıkarması hayati öneme sahiptir. Örneğin; birleşme ve satın almalar sonucunda ağ ortamında farklı üreticilere, konfigürasyonlara ve standartlara sahip cihaz sayısı hızla artabilir. Bu durumda, BT ekiplerinin bu farklı yapıların tamamını anlaması, sınıflandırması ve her birine uygun bir şekilde sorun gidermesi gerekir. Ancak, süreçler ve yapılandırmalar belgelenmemişse bu görev neredeyse imkânsız hâle gelir.

İdeal olan, tüm bu çeşitliliği göz önüne alarak kurum genelinde ortak bir konfigürasyon standardı oluşturmaktır. Bunun için, yapılandırma verilerinin proaktif olarak analiz edildiği, şirket politikasına uygun hükümlerle eşleştirildiği ve gerekli değişikliklerin düşük yoğunluklu saatlerde otomatik biçimde uygulanacağı bir otomasyon süreci tasarlanabilir.

Proaktifleşmek, sadece bir zihniyet değişimi değil; aynı zamanda zaman kazandıran bir dönüşümdür. Ne kadar çok süreci otomatize ederseniz, BT ekiplerinizin stratejik işlere odaklanması ve uzun vadeli çözümler üretmesi için o kadar fazla alan yaratmış olursunuz. Gürültü yaratan, tekrar eden, düşük öncelikli görevlerin otomasyonu; size yalnızca daha az müdahale değil, aynı zamanda bir sonraki adıma daha iyi hazırlanma fırsatı sunar.

Olay yönetimini otomasyonla dönüştürmek, yalnızca mevcut iş yükünü hafifletmekle kalmaz; aynı zamanda NOC süreçlerinizi gelecekteki taleplere ve krizlere karşı dirençli ve ölçeklenebilir hale getirir.

Sonuç Olarak NOC Süreçleri Daha Önce Hiç Olmadığı Gibi!

Sonuç olarak, modern NOC süreçlerinde başarı, yalnızca sorunlara hızlı tepki vermekten değil, o sorunların neden oluştuğunu öngörüp engelleyebilmekten geçiyor. Otomasyon ve orkestrasyonun stratejik olarak devreye alınması, alarm gürültüsünü azaltırken olaylara müdahale hızını artırıyor; manuel yükleri ortadan kaldırarak ekiplerin bilgiye dayalı ve değer üreten işlere odaklanmasını sağlıyor. 

Yapılandırma yönetiminden olay çözümüne, alarm sınıflandırmasından iyileştirme döngülerine kadar her süreçte proaktif ve kendi kendini iyileştiren sistemlerin devreye girmesi, sadece operasyonel verimliliği artırmakla kalmaz—aynı zamanda iş sürekliliği, uyumluluk ve yatırım geri dönüşü açısından da kuruma doğrudan değer katar. ODYA Automated NOC’un sunduğu bu bütünsel yaklaşım, geleceğin ağ operasyonlarını bugünden inşa etmenizi sağlar.

NOC Süreçlerinizi İyileştirmek için Formu Doldurun Sizinle İletişime Geçelim!
Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
İsim - Soyisim